Doğan Akhanlı – freigelassen, aber nicht freigesprochen

Doğan Akhanlı wurde am 8. Dezember auf freien Fuß gesetzt und darf das Land verlassen, aber sein Prozess wird im März 2011 fortgesetzt. Das ist ein erfreulicher Tag für ihn, aber auch für seine vielen Freunde und Unterstützer.

Es ist aber auch ein Tag der Bitternis, weil ein offensichtlich unschuldiger Mensch so lange in den Fängen der Justiz darben musste und nicht einmal bei der Beisetzung seines Vaters dabei sein durfte. Es ist auch bitter, dass ein Gericht trotz erdrückender Gegenbeweise an der Fortsetzung des Prozesses besteht.

Vermutlich ist das ein Ergebnis eines Kuhhandels hinter den Kulissen, damit die beteiligten türkischen Instanzen ihr Gesicht wahren können. „Wir lassen Dogan frei, dafür setzen wir den Prozess in seiner Abwesenheit fort“. Den Prozess gleich am ersten Tag platzen zu lassen, hätte ein Gesichtsverlust bedeutet. Überzeugender wäre für diese Kreise gewesen, wenn sie es gar nicht erst zum Prozess hätten kommen lassen. Auf diese Idee sind sie offenbar nicht gekommen.

Dieser Tag ist aber auch ein Tag, an dem wir uns sagen müssen, dass Doğan als Folge der massiven Unterstützung, vor allem aus Deutschland, frei kam. Andere, die dieses Glück nicht haben, müssen noch hinter Gittern bleiben.

Der Fall ist hinreichend bekannt, daher nur einige wenige Punkte.

Doğan wurde auf der Grundlage eines unter Folter erpressten Geständnisses der Prozess gemacht. In ihrem Briefung “Turkey: Briefing to the UN Committee against Torture” vom Oktober 2010 stellte Amnesty International fest:

“In reference to question 20 on implementation of the principle that evidence obtained through torture cannot be used in evidence:

In practice evidence allegedly obtained under torture continues to be accepted as evidence in court proceedings.

As of September 2010 Erdoğan Akhanlı remains in pre-trial detention awaiting trial under anti-terrorism legislation. The indictment accepted by the court contains a witness statement allegedly obtained under torture. Amnesty International is particularly concerned that the statement– which was subsequently retracted by the witness who obtained documentation of the torture — forms a central part of the indictment; there appears to be an absence of other substantive evidence. Defence lawyers’ applications for Erdoğan Akhanlı’s release from detention were denied by the court on the basis of the weight of the evidence against him.

As stated in reference to question 1, Amnesty International has documented police records allegedly obtained by police using threats and intimidation being used as evidence in trials of children under anti-terrorism legislation following their participation in demonstrations.

In addition, persons previously convicted on the basis of evidence alleged to have been obtained under torture have not been subject to retrial. Amnesty International documented the case of Mehmet Desde and nine others who were convicted under anti-terrorism legislation despite allegations that statements had been obtained under torture.”

Hier das vollständige AI-Dokument.

Ein Wort zur Solidarität:

Eine internationale Prozessbeobachterdelegation verfolgte das Verfahren vor Ort in Istanbul. Zu den 21 Teilnehmern gehörten nach Angaben des Vereins Recherche International Journalisten, Politiker, Rechtsanwälte, Vertreter von Menschenrechtsorganisationen und der Kölner Journalist Günter Wallraff.

Beauftragt wurde die Delegation unter anderem von diesen Organisationen:

PEN-Zentrum Deutschland, Verband Deutscher Schriftsteller (VS), Akademie der Künste Berlin, Vereinigung Demokratischer Juristinnen und Juristen (VDJ), Österreichischer Schriftstellerverband (IG Autorinnen Autoren, Wien), KulturForum TürkeiDeutschland, Tüday, Menschenrechtsverein Türkei/Deutschland, Grundrechtekomitee Deutschland, Heinrich-Böll-Stiftung, Bundestagsfraktion ,,Die Linke“, Partei ,,Bündnis 90/Die Grünen“, Stiftung der Freunde der Aktion Sühnezeichen Friedensdienste (ASF) Niederlande, IDA Nederland (Association Internationale de Défense des Artistes).

Amnesty International beobachtete den Prozess ebenfalls.

Es wurde viel von der Solidarität in Deutschland und Europa gesprochen, doch es gab eine ebensolche, wenn auch schwächere Bewegung in der Türkei und das aus ganz einfachen Gründen. Doğan Akhanlı war vor allem ein „deutscher Fall“. Und die Menschenrechtler in der Türkei hatten hunderte von Doğans, um die sie sich kümmern mussten und müssen.

Dennoch, es kam zu einigen Stellungnahmen. Die unabhängige Nachrichtenagentur BIANET berichtete etliche Mal durchaus engagiert, auch auf Englisch.

Einige Links:

1. Cezmi Ersöz’den Yazar Akhanlı’ya Destek

2. “Yazar Akhanlı’ya Dava AB Karşıtlarını Güçlendirir”

3. Günter Wallraff ve Türkiyeli Yazarlardan Akhanlı’ya Destek

4. Günter Wallraff and Turkish Writers Support Indicted Author

5. Tutuklu Yazar Akhanlı Tahliye Oldu

Als Letztes ein Aufruf von namhaften türkischen Intellektuellen aus der jüngsten Zeit, die wir in der Originalfassung wiedergeben:

Değerli basın mensupları

Coğrafyamızda kendi başınıza doğrudan gelmese bile, bir yakınınızın, bir gazetecinin, bir aydının, sahipsiz yoksul bir kadının, bir üniversitelinin yaşadığı hukuki haksızlıkları duymayanınız kalmamıştır. Bu hukuki haksızlıklar gündelik yaşamın bir parçası haline geldikçe, adeta “hukuksuzluğa alışmamız” beklenir hale geliyor.

12 Eylül 1980 darbesinin mağdurlarından biri olan yazar Doğan Akhanlı, 19 sene sonra hasta ve yaşlı babasını görmek için Türkiye’ye geldiğinde (10 Ağustos 2010) havaalanında tutuklandı. Geçen hafta tutuklu iken babasını da kaybetti.

Bizler dört aya yakındır haksız olarak tutuklu olup, 8 Aralık 2010 da ilk duruşması yapılacak olan, yazar Doğan Akhanlı’nın arkadaşları olarak, bu hukuksuzluğun daha fazla devam etmemesi, arkadaşımızın biran önce özgürlüğüne kavuşması için, davanın takipçileriyiz.

Bundan bir süre önce aşağıdaki okuyacağınız “DOĞAN İÇİN ADALET” çağrımızı yineliyor, sizleri 6 Aralık Pazartesi günü saat 11.00 de yapacağımız basın toplantısına davet ediyoruz.

Adalet Ağaoğlu, Oya Baydar, , Eren Keskin, Ragıp Zarakolu, Atilla Keskin, Oral Çalışlar, Bejan Matur, Cezmi Ersöz, Taner Akçam, Selami Gürel, Hasan Oğuz, Abdulkadir Konuk, Samet Mengüç, Necati Abay, Şinasi Dikmen, Roni Margulies, Ayşegül Devecioğlu, Doğan Tarkan, Yalçın Ergündoğan, Levent Şensever, Cengiz Algan, Hürriyet Şener, Leman Yurtsever, Şaban Dayanan, Hürriyet Şener ve diğer arkadaşları

Doğan için adalet“

Doğan Akhanlı, yurtdışına gitmek zorunda kalmış on binlerce 12 Eylül mağdurundan biridir. Uzun yıllar -19 sene- sürgün kaldıktan sonra, iyice yaşlanan hasta babasının ölüm haberini de uzaklarda almak istemediğinden 10 Ağustos 2010 tarihinde ülkesine dönmeye karar verdi. Sürgün yıllarında önce annesini, ardından abisini kaybetmişti.

Nerdeyse tüm mağdurlar gibi o da sınır kapısında başına neler geleceğini bilmeden, ama gelecek şeyleri de göze alarak geldi. En fazla eski dosyaları ile ilgili sorunlar nedeniyle geceyi emniyette geçireceğini hesaplamıştı. Yıllar önce 12 Eylül’ünün hukukuyla vatandaşlıktan da atılmıştı.

Almanya’da kaldığı 19 yıl içinde insan hakları ve insanlık suçları üzerine çalışmalar sürdürdü. Kitaplar, senaryolar yazdı, çeviriler yaptı. Üç ciltlik “Kayıp Denizler” dizisinin son kitabı olan “Kıyamet Günü Yargıçları” Almancaya çevrildi. 90 yıl sonra “Talat Paşa Duruşması” tutanaklarını Türkçeye kazandırdı. 2005 yılında yayınlanan “Madonna’nın son hayali” romanı Hürriyet gazetesi tarafından yılın en iyi 10 romanından biri seçildi. Filme alınan “Sarı Saten”in senaryosu da Doğan tarafından yazıldı.

Doğan’ın özellikle soykırımlar ve insanlık suçlarına odaklanıp ve bu konuda derin araştırmalar yapması onu birçok Türkiyeli ve dünya yazarlarıyla da yakınlaştırdı.

Eğer bugün, Günter Grass’tan, Günter Wallraff’a, Mikis Theodorakis’ten Edgar Hilsenrath’a, Yaşar Kemal’den, Orhan Pamuk’a, Zülfü Livaneli’den Taner Akçam’a kadar herkes, Doğan’ın özgürlüğü için, “Doğan’a Adalet İçin” bir araya geldiyse, bu Doğan’ın insan hakları ve özgürlüğü için verdiği ısrarlı mücadelesinin ve ürünlerinin sonucudur

Doğan, girişte gözlem altına alındı. Ne kendisi ne de avukatı neden gözaltına alındığını emniyette ve mahkemede öğrenemedi.

Doğan’ın sorgusu aşamasında dosyayı görmek isteyen avukata, hakimce 5 dakika süre verildi. (Doğru okudunuz sadece beş dakika) Kalın bir klasör avukat tarafından bu beş dakikada öğrenilecek ve müvekkiline ne ile suçlandığı hukukçu süzgecinden geçirilerek anlatılacaktı.

Dosyaya göre Doğan, 1989 yılındaki bir soygun girişimi ve cinayet nedeni ile aranmaktadır. “Kanıt” ise 1992 yılında gözaltına alınan bir şahsın ağır işkence altında verdiği kesinleşen ifadesidir.

Şahıs ifadesinde Doğan’ı 1990 yılında tanıdığını beyan etmektedir. Oysa suç 1989 yılında işlenmiştir. Doğan’ın bu suçun faillerinden olduğu tümüyle çökmektedir.

Soygun esnasında ölen döviz bürosu sahibinin oğlu ise, “hem kendisine 1992 yılında Doğan’la ilgili bir fotoğraf teşhisi yaptırılmadığını, hem de Doğan’ı hayatında hiç görmediğini” Doğan tutuklandıktan 3 gün sonra emniyette, ardından avukatı ile mahkemeye verdiği dilekçede bildirmiştir.

Ayrıca 1992 de tutuklanan ve TCK’nun 168. Maddesi ile yargılanan diğer tüm sanıklar beraat etmiştir. Savcı ve hakimler bununla da ilgilenmeyip, Doğan hakkında 146. Maddeden dava açmıştır.

Hakimler, tüm üyeleri beraat etmiş olan “örgüte”, tüm tanıkların “o değil” dedikleri ifadelerine, düzmece olduğu kesinleşmiş teşhis tutanağına, içindeki parmak izi tespitleri buharlaşmış bir cinayet dosyasına rağmen “kuvvetli suç şüphesi ve kaçma kuşkusu var” gerekçesi ile Doğan’ı tahliye etmemekte direnmektedir. Üstelik artık toplanabilecek delil kalmadığı gibi, Doğan yakalanmamış, kendisi gelmiştir.

Doğan, sevenleri, avukatları, öldürülen şahsın çocukları, dünya edebiyat çevreleri, dosyadan az çok haberdar olan hepimiz –biraz da şaşkın- “Doğan için Adalet” bekliyoruz.

Zum Schluss zwei Webseites:

Gerechtigkeit für Dogan Akhanli

KulturForum TürkeiDeutschland

Wir haben zum Thema auch den früheren Artikel Freiheit für Dogan Akhanli.

Dieser Eintrag wurde veröffentlicht in Allgemein. Bookmarken: Permanent-Link. Kommentare sind geschlossen, aber Sie können ein Trackback hinterlassen: Trackback-URL.

Durch die weitere Nutzung der Seite stimmst du der Verwendung von Cookies zu. Weitere Informationen

Die Cookie-Einstellungen auf dieser Website sind auf "Cookies zulassen" eingestellt, um das beste Surferlebnis zu ermöglichen. Wenn du diese Website ohne Änderung der Cookie-Einstellungen verwendest oder auf "Akzeptieren" klickst, erklärst du sich damit einverstanden.

Schließen